Düşman kuvvetleri, cesur, reşadetli Azerbaycan ordusu tarafından darmadağın edildi ve işgal edilen topraklarımızın bazıları özgürlügüne kavuştu. Operasyonlar devam ediyor.
Cumhurbaşkanımızın siyasi iradesi, kahraman Azerbaycan askerinin ve halkımızın milli iradesi ile işgal edilmiş topraklarımızın, son santime kadar kurtarılacağından kimse şüphe duymuyor. Tüm savaşlar gibi, bu savaş da bir barış antlaşmasıyla sona erecek. Genellikle, bu tür sözleşmelerin ana şartları kazanan taraf tarafından belirlenir. Bu sefer kazanan biziz, bu yüzden şartları biz dikte edeceğiz.
Bu anlaşmaların özelliklerinden biri de savaştan etkilenen tüm tarafların meselesinin kesinlikle masada olmasıdır. Bilindiği gibi bu çatışmanın kurbanlarından biri, Karabağ sorununun ilk aşamasında - 1988-1991 yıllarında, bugünkü Ermenistan'da soykırıma maruz kalan, atalarından kalma topraklarından sürülen 300.000 yurttaşımızdır. 30 yıldan fazla bir süredir mülteci olarak yaşıyorlar ve evlerine dönme hakları var. Bu barış anlaşmasında, Ermenistan'ın mevcut suç rejimi, bu insanların atalarının evlerine dönme hakkını tanımalıdır.
Ancak mesele şu ki, bu insanlar 1988'e kadar bugünkü Ermenistan'ın 23 bölgesinde 300'e yakın yerleşim yerinde yaşıyorlardı ve şimdi Ermenistan'a dağılmış yerleşim yerlerine geri dönmeleri imkansızlaşmıştır. Bu yüzden bu mültecilere Azerbaycanlıların Megri, Kafan, Karakilse (Sisian) ve Gorus ilçelerinde 61 köyde yaşadıkları Zangazur ilçesine taşınmaları sağlanılmalıdır.
Bu 30 yıldır abluka altında olan, Nahçıvan'ın Zangilan bölgesinden yolun güvenliği açısından da önemli olacaktır.