Hümanizm ve Devlet Olmak: Anayasa ve Egemenlik Yılı Bağlamında Af Politikası
Modern Azerbaycan devletinin temelleri, Milli Lider Haydar Aliyev'in kurtarıcı misyonunun bir sonucu olarak atılmıştır. 1990'ların başlarında devlet krizi yaşayan Azerbaycan, onun kararlı siyasi iradesi sayesinde çöküş tehdidinden kurtarılmış ve yasal ve kurumsal olarak güçlendirilmiştir.
1995 yılında ülke genelinde yapılan oylamayla kabul edilen Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası, bu güçlendirmenin yasal ifadesi olmuştur. Anayasa, Azerbaycan devletini yasal, laik ve demokratik bir devlet olarak kurmanın yanı sıra, insan hakları ve özgürlüklerinin sağlanmasını devlet faaliyetinin en yüce amacı olarak tanımlamıştır. Bu belge, devlet-vatandaş ilişkilerinde temel kriterler olarak hukukun üstünlüğünü, adalet ilkesini ve sosyal sorumluluğu ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in liderliğinde, Anayasa hükümleri sadece kağıt üzerinde kalmamış, gerçek siyasi ve hukuki içerik kazanmıştır. Devlet egemenliğinin tam olarak yeniden tesis edilmesi, ayrılıkçılığın ortadan kaldırılması ve tüm topraklarda anayasal düzenin sağlanması, Azerbaycan Anayasası'nın tarihi misyonunun tam olarak yerine getirildiğini göstermektedir. Azerbaycan Cumhuriyeti'nde 2025 yılının "Anayasa ve Egemenlik Yılı" ilan edilmesi, bağımsız devlet tarihimizin bir sonraki aşaması olmakla kalmayıp, uzun süreli siyasi mücadelenin, hukuki yapılanmanın ve ulusal iradenin de mantıksal bir sonucudur. Bu karar, Azerbaycan devletinin egemenliğinin tam olarak sağlanmasının, toprak bütünlüğünün yeniden tesis edilmesinin ve Anayasa'nın en yüksek hukuki gücünün ülkenin tüm topraklarında gerçek anlamda uygulanmasının resmi ve ideolojik bir teyididir.
"Anayasa ve Egemenlik Yılı" kavramı sadece hukuki bir terim değil, aynı zamanda modern Azerbaycan devletinin felsefesini yansıtan siyasi bir kavramdır. Bu kavram, Azerbaycan devletinin artık varlığını kanıtlamayı değil, tarihi kazanımlarını pekiştirmeyi ve gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen bir gelişim aşamasında olduğunu göstermektedir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in af ilan etme girişimi, güçlü bir devlet kavramının sadece askeri, siyasi ve ekonomik göstergelerle değil, aynı zamanda insancıllık, merhamet ve sosyal sorumluluk kriterleriyle de ölçüldüğünü gösteren böyle bir tarihi ve siyasi bağlamda gerçekleşmektedir. Bu girişim, Azerbaycan devletinin gücüne olan güvenini ve insani adımlar atacak kadar güçlü siyasi ve hukuki temellere sahip olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin yeniden sağlanması sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda uluslararası hukuk ve anayasal ilkeler açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu süreç sonucunda Azerbaycan devleti, ülkenin tüm topraklarında yasal yetkilerini yeniden tesis etmiş ve Anayasa'nın üstünlüğünü sağlamıştır. Bu gerçek, Azerbaycan'ın güçlü ve istikrarlı bir devlet olarak artık insani girişimlerde bulunma fırsatına sahip olduğunu göstermektedir. Tarih, güçlü devletlerin merhametle hatırlandığını göstermektedir.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Anayasa ve Egemenlik Yılı çerçevesinde başlattığı af girişimi de bu siyasi olgunluğun bir göstergesidir. İnsan faktörü, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in devlet felsefesinin temelini oluşturmaktadır. Sosyal refahın iyileştirilmesi, nüfusun savunmasız kesimlerinin korunması ve vatandaşların hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması, devlet politikasının ana yönleridir. Bu yaklaşım, ceza hukuku alanında da açıkça ifade bulmaktadır. Ceza politikasında insancıl ilkelerin uygulanması, Azerbaycan devletinin cezayı bir intikam aracı olarak değil, sosyal adalet ve kamu düzenini sağlama mekanizması olarak gördüğünü göstermektedir. Af ve bağışlama kurumları bu politikanın önemli bir parçasıdır ve toplumun iyileşmesine hizmet etmektedir. Af yasası sadece yasal bir belge değil, aynı zamanda güçlü bir siyasi ve ahlaki mesajdır. Bu mesaj, devletin vatandaşlarına olan güvenini ve onların ıslah olacağına olan inancını ifade etmektedir.
Devlet, ceza politikasında sertlikle birlikte merhameti de koruyarak sosyal bir denge kurmaktadır. 2025 yılı sonuna kadar ilan edilecek olan af, özellikle sembolik bir öneme sahiptir. Bu tarih, Anayasa ve Egemenlik Yılı ile aynı zamana denk gelmekte ve devlet tarihimizin yeni aşamasının insancıl özünü ön plana çıkarmaktadır. Af yasası taslağı, sosyal adalet ilkesine dayanmaktadır. Taslağa göre, Vatanseverlik Savaşı'na ve Eylül 2023 terörle mücadele önlemlerine katılanlara, şehit ve kayıp kişilerin yakınlarına ve savaş sonucu sağlığını kaybeden sivillere özel önem verilmektedir. Aynı zamanda, kadınların, yaşlıların, çocukların ve ihmal sonucu suç işleyenlerin af kapsamına alınması, devletin sosyal sorumluluğunun bir göstergesidir. Bu yaklaşım, insani değerlere dayalı bir toplum oluşturmaya hizmet etmektedir. Tahminlere göre, af yasası 20 binden fazla kişiyi kapsayacaktır. Bu rakam, bağımsız Azerbaycan tarihinde af kurumunun en kapsamlı uygulamalarından biri olacaktır. Binlerce kişi serbest bırakılacak, cezaları hafifletilecek veya cezai sorumluluktan kurtulacaktır. Bu istatistikler devletin gücünü değil, merhametinin boyutunu göstermektedir. Milli Lider Haydar Aliyev bu geleneğin temellerini atmış, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise bunu yeni bir tarihi aşamada daha da geliştirmiştir. Bu politika, binlerce insanın topluma geri dönmesine, ailelerin yeniden bir araya gelmesine ve toplumsal istikrarın güçlenmesine hizmet etmiştir. Anayasa ve Egemenlik Yılı çerçevesinde ortaya konan af girişimi, Azerbaycan devletinin siyasi olgunluğunun, hukuki gücünün ve ahlaki üstünlüğünün açık bir göstergesidir.
Bu girişim, Azerbaycan devletinin tarihe karşı varlığını kanıtladığını ve şimdi de insancıl devlet modeliyle örnek teşkil ettiğini göstermektedir. Bugün Azerbaycan, güçlü ordusu, güçlü ekonomisi, kararlı siyasi iradesi ve insan merkezli devlet politikasıyla tarihinin en güçlü dönemini yaşamaktadır. Anayasaya dayanarak,Egemenliği koruyan ve merhameti devlet yönetiminin ayrılmaz bir parçası haline getiren Azerbaycan modeli, gerçek gücün sertlikte değil, adalette ve insancıllıkta yattığını göstermektedir. Tarihin bu anında Azerbaycan, gerçek gücün Anayasaya dayalı egemenliğin birliğinde, adalete dayalı merhamette ve insana verilen değerde yattığını kanıtlamaktadır!
Aysel Şamilova
Azerbaycan ve Doğu Avrupa Halkları Tarihi Bölümü kıdemli öğretim üyesi